Basın

 

MÜLTECİLER MESLEĞİ

(…)

PROJELER FIRINDA

Önceki haftasonu Fransa Lyon Gençlik Başkanı Ahmet Yavuz’un davetiyle Bayram Özel programındaydık. Vehbi Vakkasoğlu hocaefendi de vardı. Lyon’da ilk göz ağrım ve en güzel çocuk organizasyonlarının piri eski bölge başkanı Mithat Dindar hocayı ziyaret etmemek olmazdı. Şimdi “Ekmek Teknesi” adlı güzel bir pastane-fırın tarzı bi dükkan işletiyor bu sıralarda. Ama bana anlattığı muhteşem projelerini de özenle gerçekleştireceği vakti sabırla bekliyor. Anlaşılan Mithat Hoca’nın güzel projeleri şimdilik fırında. Yakında hizmette olur, inşallah.

Kaynak

(Hüseyin Goncagül, Milli Gazete, 03.11.2007)

***

ERKE İÇİN MEVZUATIN DEĞİŞMESİ GEREKİYOR

(…)

Mithat Dindar adlı okurumuzsa, önce Ajdar'dan görüş alınmasını yadırgadığını söylüyor. Ancak haberi okuyunca, seçilen ismin uygun olduğunu kabul etmiş. Dindar'ın mektubu şöyle devam ediyor: "General Motor" haberine güldüm... Toplantıya katılanların isimlerini okuyunca, bunu daha önce de yaptıklarından inandım. Onlar yakıtsız enerjiyi üretebilirler... Bildiğiniz üzere "birifingler" öyle çalışır.

Kaynak

(Yusuf Ziya Cömert, Yeni Şafak, 01.12.2006)

***

ARANANLAR LİSTESİ

Bizde âdettir, bir yere ziyarete giderken ufak da olsa bir hediye götürülür. Eli boş gitmek ayıp karşılanır diye düşünülür.

Kimi zaman gösterişe kaçanlar abartılı hediyeler götürse de çoğu zaman sembolik hediyelerle yetinilir, vaziyet kurtarılır.

Aslında hediyenin makbulü, kişinin bir ihtiyacını karşılayacak olmasına bağlıdır.

Bu bakımdan arada belli bir samimiyet tesis etmiş olanlar, karşı tarafın hiç işine yaramayacak gereksiz türden bir hediye götürmemek için, bir ihtiyaç var mı diye sorarlar nezaketle.

***

Yaklaşık yirmi yıldır yurt dışında yaşayan dostumuz Mithat Dindar geçenlerde bir not göndererek sordu.

«Yakında İstanbul'a geleceğim, buradan bir ihtiyacınız var mı?»

Sağolsun, zarif adamdır Mithat Bey.

***

Cevaben «Hayırla gelin, buyurun» yazdım, baktım ki pek kısa oldu; birkaç satır eklemek istedim :

«İhtiyaç sordunuz, inşallah pişman olmazsınız.

Doğrusu ihtiyaç çok...

Bilmem getirebilir misiniz?

Biraz anti maganda tozu

Bir tutam nezaket

Göz kararı saygı

Bir miktar iyi niyet

Sonra kanunlara riayet kremi

Son olarak da bir paket filtresiz pall mall bulabilirseniz çok makbule geçer.

Selâmlar»

***

Değerli dostumuz «ihtiyaç listenizi aldım» diyerek başlamış cevabına…

«Biraz anti maganda tozu» istemişsiniz. Fakat çeşidini belirtmemişsiniz… Siyaset magandası mı, futbol magandası mı, okul magandası mı, yol magandası mı, hukuk magandası mı, dağ magandası mı, trafik magandası mı, maganda magandası mı…?

Biliyorsunuz, bizde maganda türünün her çerşidi bulunur… Hem de dünya standartlarının çok üstünde…

«Bir tutam nezaket» «Tutam»ını geçtim, ölmeden tutamı meydana getiren ve «nezaket» maddeciğinin parçalanamayan en son küçük noktasını bulabilirsem, parçalayıp bölüşebiliriz…

«Göz kararı saygı» Eskiden millet olarak hiç bir konuda ölçümüz yoktu. Her şeyimiz «göz kararı»yla ölçülürdü… Şimdi her şeyimizde bir «ölçü» tutturuldu gidiyor… Şimdilerde «saygı» için geçerli ölçü «madde». Ne yazık ki, sizin istediğiniz «saygı» çeşidini piyasada bulmak imkansız…

***

«Bir miktar iyi niyet» İyi'den geçtim, nötr «niyet» bile bulabilirsem, getiririm…

«Sonra kanunlara riayet kremi» Kanunlar bize riâyet etmiyor ki!..

«Son olarak da bir paket filtresiz pall mall bulabilirseniz çok makbule geçer» Araştırmalara göre filtreli sigaralar, filtresizlere göre daha tehlikeli imiş. Filtresiz sigaralardan hiç olmazsa yüzde 1'lik nikotin alınabiliyormuş. Filtrelilerde bu oran da düşüyormuş…

Bu adamlar, şimdi her şeyimizi filtrelediler... Ben de, sizin istediğiniz sigara misâli filtresiz günleri hayâl ediyorum, ama artık çook gerilerde kaldı...

Üzgünüm, istediklerinizden hiç birini temin etme imkanım yok...

Aslında ben de sizin bu aradıklarınızı arıyorum...

Selâmlar.

***

Aleykümselâm…

Bunları vaktiyle kaybetmeseydik, bugün hiç aramak zorunda kalmayacaktık.

Anlaşılan o ki ilk bulanın diğerine haber vermesi gerekecek.

Kaynak

(Mehmet Şeker, Yeni Şafak, 13.09.2006)

 

 

***

Türkiye Yazarlar Ansiklopedisi

Türkiye Yazarlar Ansiklopedisi

(Türkiye Yazarlar Ansiklopedisi, Cilt 1/A-E, Shf :595, 3. Baskı. Ankara-2004 / İhsan Işık)

 

 

***

 

HAYIRLI TATİLLER

(…)

LYON’LU MİTHAT

Fransa’nın Lyon Bölgesi Başkanı iken iki kez bizi misafir eden Aydınlı İslam aydını Mithat Dindar şimdi bir yandan ticari girişimlerde bulunuyor…

Dindar’ın bir de dolu dolu web sitesi var.. Orada yaz sezonuna girdiğimiz şu dönemle ilgili güzel bir şiiri ve de anı fotoğrafı var.. Sizlerle de paylaşalım dedim o köşesini :

 

Yazlığımız !.. Örencik Köyü, Gücek mevkii/1979

Yazlığımız !.. Örencik Köyü, Gücek mevkii/1979
(Mayıs-Eylül ayları arasında işler çok yoğun olduğu için
buraya taşınır, sonra köye dönerdik…)

 

 

Yazlığımız !

 

Denize değil, dağlara ormanlara sıfır metre !

Alın terimizi harmanladığımız yer…

Ter atma değil, ter dökme yerimizdi burası

Devleti soymayı bilmeyenlerin çilehanesiydi burası…

 

Kumsalda büyüyenler bu taşları, ağaçları ne bilsin

Kalem gibi merdivenlerden çıkıp-inmeyi ne bilsin

Onlar burun kıvırır bu manzaraya,

Çünkü, hortumlanacak hazine yoktur bu fotoğrafta !..

 

Kış da olsa, yaz da olsa baharı yaşayanlar

Başkaları düşse de, sürünse de ayakta kalanlar

Yoksulluğu hiç mi hiç tanımayanlar

Böyle yazlığı, böyle çileyi ne bilsin…

 

Geceleri eğlence, gündüzleri uyku ile geçirenler

Her gece yeni eğlenceler(!) keşfedenler

Çığlık, nutuk, marş sonrası soyan kahramanlar !

Böyle yazlığı, böyle çileyi ne bilsin…

 

Pavyonlarda para savurup TL çiğneyenler(*)

Başörtüsü görünce, « irtica, mürteci, bin yıl,

Ilkeler-inkılaplar… » deyip, saldıranlar

Böyle yazlığı, böyle çileyi ne bilsin…

 

(*) Türk Liralarının, her akşam, havaya savrulup, sonra da ayaklar altında çiğnendiğini görüyoruz… Üzerinde Atatürk’ün resmi olan TL’nin başına gelenleri her halde « ilke ve inkılaplar »ın bekçileri de görmektedir… Şayet bu paraları ayaklar altına atanlar « mürteciler( !) » olsaydı, yürümedik tank, uçmadık uçak, akmadık salya kalmazdı… Hatta karadan gemi bile yürütülürdü !..

(Hüseyin Goncagül, Milli Gazete, 15.06.2002)

 

***

 

OTUZ YILDA NE DEĞİŞTİ, NE DEĞİŞMEDİ?

Lyon'dan M. Dindar, Rauf Tamer'in Tercüman'da 14 Kasım 1974 tarihinde yayınlanan 'Yalancıdır Hep Aynalar' başlıklı yazısını bizim aracılığımızla sizinle paylaşıyor...

'12 Mart bana karşı yapılmıştır.' 14.03.1971

'Memleketi 12 Mart'a sürükleyenlerin kim olduğunu millet biliyor.' 13.01.1974

***

'Kontr-gerilla gibi çalışan bu teşkilatın (yani MİT'in) raporlarını ciddiye almak çağdışı bir tutum olur.' 04.04.1973

'Aşırı sağ'ın yıkıcı faaliyetlerini, MİT raporlarından anlamak mümkündür.' 02.05.1974

***

'Grev, bütün ekonomik zorluklara rağman, işçi sınıfının büyük ölçüde demokrasiye katkısı demektir.' 05.09.1973

'Grev, Türk ekonomisini geniş ölçüde yıpratacağından, işçi kardeşlerime ve sendikacı dostlarıma bu grevden vazgeçmelerini rica ediyorum.' 09.11.1974

***

'Çoğunluğa sahip olmak demek iktidar olmak demek değildir.' 04.02.1972

'Millet parlamentoda çoğunluğu bize vermiştir. İktidar olma yolunda bunu değerlendirmek en tabii hakkımızdır.' 17.10.1973

***

'Şu veya bu kimseyi cumhurbaşkanı seçtirmek için parlamentoya kimse baskı yapamaz. Parlamento, Türk milletinin iradesini temsil eder.' 15.03.1973

'Bu parlamento, toplumun on yıl gerisinde kalmıştır.' 09.11.1974

***

'Fikir ve vicdan hürriyetinin eyleme dönüşmüş olması, çağdaş bir aşamadır. Gençlik, bu kavgayı en güzel sürdürecek bir güçtedir.' 06.03.1971

'Karanlık emellerine erişmek için kaba kuvvet kullanmaya gençliğin hakkı yoktur. Zorbalığa karşıyız.' 06.11.1974

***

'Toprak işleyenin, su kullananın.' 13.11.1970

'Gaziantep'teki toprak işgallerinden büyük üzüntü duydum. Konuyu dikkatle inceliyorum.' 03.02.1974

***

'Yunanistan'la silahlanma yarışına girmek lüzumsuz, bu bakımdan Fantom uçakları satın almak da gereksizdir.' 06.06.1972

'Fantomlar Türk Silahlı Kuvvetleri'ne güç katacaktır. Yunanistan'a karşı süratle silahlanmalıyız.' 12.07.1974

***

'NATO ve Amerika'nın gölgesinde bağımsızlık savaşı verilmez. Bağımsız Türkiye, dünyada kendisine yeni bir yer bulacaktır.' 02.01.1973

'NATO'da Yunanistan'dan boşalan boşlukları fazlasıyla doldurmaya hazırız.' 03.08.1974

***

'Sayın Erbakan'ın Suudi Arabistan gezisi çok faydalı olmuş ve ülkemiz adına başarılı adımlar atılmıştır.' 17.02.1973

'Kıbrıs politikası tabii ki, Erbakan'a teslim edilemezdi... Suudi Arabistan'daki başarısız diplomasisini henüz unutmuş değiliz.' 08.11.1974

***

'Batı âlemindeki yerimizi bilmeliyiz. Batılı dostluklar içerisindeki aşamalar, bize Batılılaşma hareketinde yön ve hız verecektir.' 18.07.1972

'Kıbrıs Harekâtı'ndan sonra anlaşılmıştır ki, gerçek dostumuz İslâm ülkeleridir. Bir de İskandinav ülkeleri...' 04.08.1974

***

'İslâm Birliği'ne katılmak, kalkınma hareketindeki hızımızı keser.' 14.03.1969

'İslâm Kalkınma Bankası'ndan k#9D2F26i almak için ilk ciddi adımları atmış bulunuyoruz.' 25.07.1974

***

'Irkçılıktan uzak, milliyetçi bir partiyiz.' 17.04.1970

'Kıbrıs'a ırkdaşlarımızın mal ve can emniyetini korumak için çıktık.' 21.07.1974

***

27 yıl sonra;

'Kriz için IMF'den özür diledi.' Yeni Şafak, 21.02.01

'IMF çağdışı.' Milliyet, 08.03.01

"Ben 'çağdışı' dememişimdir. Daha yumuşak bir ifade kullanmışımdır. IMF'yi eleştirsek de, dünyanın kaçınılmaz bir gerçeğidir." Yeni Şafak, 11.03.01

***

Yukarıdaki zikzaklar her ne kadar bir kişiye ait ise de, ne yazık ki hep böyle idare edildik!..

Sayın M. Dindar, bizden başka hiçbir milletin böyle "zikzaklı kazıklar"ı yutma becerisini (!) gösterebileceğine ihtimal vermiyor...

Kaynak

(Mehmet Şeker, Yeni Şafak, 05.02.2002)

 

***

 

KİM BİLİR

Fransa, Lyon kentinde İGMG'nin saygıdeğer başkanı Mithat DİNDAR'ın her ne sebeptense görevini bırakması, gördüğüm kadarıyla çevresini üzmüştü.

Onun yokluğunu bu sefer 3. yıl gidişimizde salonda hissettiriyordu...

"Başkalarının çizdiği sınırlarda yaşamak" kitabının yazarı belki de yazdığı gibi yaşamak; yaşadığını yazmak prensibindeydi.

Kimbilir?

(Hüseyin GONCAGÜL, Milli Gazete, 06.02.2000)

 


 

 


Sepetim


Alışveriş sepetiniz boş.